Kayıtlar

Şubat, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ALKOLİK DEVRİM

Özledim… Bir yumru gibi çöktün adem elmama. Buz gibi bir rakı getirin! Yutulmuyor meret, Tükürülmüyor da… Hiç değilse anason temizlesin biraz, Çamur gibi batak aklımı. O da sende kaldı… Düşünmek avutmuyor, Düşünmek yetmez. Düşünmek fahişe bir koridorda Olmadık işler kollarken; Buna rakı lazım, Bu özlemek şarap götürmez! Bir deniz kenarına, ruhu çıkmış gözlerle. Bu istemek değil, sığ kalır böyle sözler. Uç uca eklemek gibi tüm kara parçalarını, Tüm okyanusları içmek gibi bir şey. Sönmüş gibi ay ve güneş Tüm gölgeler karanlığa bulanmış. Uzattığım el benim mi, Ayırdı imkansıza yakın; Sen ve senin umarsız tavrın… Yoruluyor içim, Ve içindeki birçok şey Ben; Özledim… Bu hisler akla, İzana mana değil. Bu şevk, bu şehvet, bu arzu; Görmezden gelinecek gibi değil! Kelimeler çaresiz, Bitap tüm anlatımlar; Bir sıcacık akıntı İçimdeki bu sevda. Bu özlem alkolik bir evrim, Bütün duygulardaki en kuvvetli devrim

İHTİMAL-İ ŞAHİKAM

Gündüz düşlü sevgilim… Açılmış bir aslanağzıdır nefesin Elyaf yastığıma gömülmüşken yüzüm Gözüme göz kırpan O güneşli yüzünden öperim Dönüşlerinde dünyanın Ve ayın Ve her gece gülümseyen yıldızların Kainat olan her şahikanın Sanma fazladır tadı dimağımda Fazileti benden kadar Vaziyeti benden taşar İçimi kaplayan uzaylar Boşluklar var Bunları en iyi sen bilirsin Çınar gölgesi kadar güvenli Ölümsüz ölümler çeker içim İçimin fezasına ben de karışmak isterdim Ama senin gülen gözlerin Kavradı incelen bileklerimden Yaladı kanımı İçimi yıkadı zehrimden Ben şimdi senin önüne düşen gölgen Kızıl akşam güneşin Bir ihtimalin Aralık kapın Karın... Gökçe Kurtuluş

AVCI İLE KEKLİK

Ben deli dolu biriyim Ama şu an sadece doluyum. Kırılmış bir sağ kolum. Gönlü bir hayli kırgın, Yapayalnız, Bomboş bir yolum. Beni arayan orada bulur. Sözün bittiği yerde bekliyorum. Canım malum, yarım eksik! Bu kadar mı kolay çeker insan Sevdiğinin şakağına tetik. Sen bir avcı sanki, Ben ise infilak eden keklik. Vakit durdu. Bu acı beni boğdu. Bittim şimdilik. Gökçe Kurtuluş

ÇEKİMSEL SESLER

Fiziksel özellikleri koy bir kenara Altın oranları, pi sayılarını Güzelliğin matematiğini kaldır tozlu bir rafa Mimiklerin iç açıları toplamını da Bak gözlerinin ferine Kahverengi bulutları mı göklerin Dudaklarında vişne renkleri, Güneş sıcakları gizli mi Dokunuşu kadifemsi Değdiği yerdeki tüm gözeneklerinse Çekimine olumlu tepkili mi Kalbinin marş sesini dinle Hazır mı harmanına seslerinin Sesini sesine karıştır Dünya hazır ezgisine sevginin Gökçe Kurtuluş

İPEK GÖLGE

Sanki göğsümün önünde Saydam bir ipek örtü uçuşur. Korkarım rüzgarlardan, Tenimin beyazını alene vurur. Belki cildim şeffaflaşır da Kaburgamın içi belli olur. Korkarım ışıklardan, Transparan fikirlerim açığa çıkabilir. Bunun ihtimali bile Beni olanca yorabilir. Vurursa ışıklar; İzlerim görünür, Kuytularımda gizlerim... Sanırım karanlıklar bu yüzden güzel. Bu yüzden bu denli ılık. Loş gölgeler ne nazlı, Titreşir duvarımda. Şimdi o ışıksızsızlıkta; Ben büsbütün heybet, Ben büsbütün insan gibiyim. Gökçe Kurtuluş

KISA VEDA

Zifiri duygu Yorgun gece Yarım sözler Güvensiz kalbim Devrik yuva Soğuk kelimeler Zemheri veda Kaçınılmaz yalnızlık Gökçe Kurtuluş

GÜÇLER BİRLİĞİ

Benim en büyük şansım seni tanımış olmak Haydi itiraf et! Sen de benimle aynı ağacın gölgesindesin. Eski yıkıntıların orman yangınında Farklı kollardan koşturup, Ateşin yalazından kaçmaya çalışırken; Sen seçici bir kurtarıcı Ben yara bere içinde bir mağdur. Patikalardan harita bölüşmüş, Kaçınılmaz bir karşılaşma için hazırlamıştık her şeyimizi. Şimdi o tesadüfler silsilesi, Bu muazzam güç birliği Sağ kalan bizim ağacımızın gölgesinde Sırtımızı sert kabuklarına yasladık Ve birer sigara telledik Geçen, Bize geçen, Bizden geçen, Adı geçmiş, Kendi geçmiş ne varsa; Arşa yükselen dumanlarını seyre daldık. Toz duman dinsin, güneş açsın üstlerine diye. Gökçe Kurtuluş

ZAMAN GECESİ

Karanlık çöküyor zihnimin ara sokaklarına Gece, ince ince dokunuyor Yumuşacık elleri var gecenin Yok gibi parmak uçları Ucunda duruyor renkleri falezlerin. Zaman; Şimdi iklimsiz bir kıyıda Zaman şimdi; Şimdiden çok uzakta Gece bir kırmızı şölen Ve zaman; Bir gece kadar kırmızı bir sancıda. Bıçak ağzı bir karanlık His şimdi kanatlı bir balık Tarafsız bir arafta Aralık bir çıkmazda Kapılar kahverengi, kapılar hep aralık Kapıların hepsi buğulu ve bulanık Sevginin en saf hali şimdi yalnızlık. Gökçe Kurtuluş